Eski alimler bu hadiste bahsi geçen vakti bulup dertlerini Allah’a anlatma, istiğfar dileme ve dua etmek için çaba harcamışken bugün bu hadisi okuduğumuz zaman hemen diyorlar ki:

Hocam Allah teâlâ semaya iner mi? 
Bu sema hangi sema? 
Kendisi mi iner yoksa melekler mi? 
Kendisi iniyorsa bu mümkün müdür? 
Allah, yarattığı semaya iner mi? 
İnerse muhalefetun lil havadise aykırı olmaz mı? 
Bu hadis Kuran’a arz edilmeli. 
Bu hadisin sıhhat durumu nedir? 
Bu hadis meşhurdur ama meşhur nedir? 
Meşhur hadis şartları nelerdir? 
… 
… 
… 
… 
Sorular uzadıkça uzuyor. Ama bu vakti yakalayıp dua etmek gerçekleşmiyor. Aslında dikkat ederseniz Kuran’daki her âyet ve hadisler aşağı yukarı bu muameleye tabi tutuluyor. Namaz meselesi öyle, ahlak meselesi öyle… Konuşuyor, edebiyatını yapıyor ama uygulamaya geçirmiyoruz.

Murat PADAK