Bu düşünce Mutezile mezhebinde de vardır. Düşüncenin temel alt yapısı ise kaderdir. Kaderin varlığını inkâr edenler böyle bir sistem geliştirdiler.

Şimdi bu konuda onların itiraz edecekleri bir alan olan Hadislerden değil de sadece Kuran üzerinden cevap verelim.

1. Tebbet Sûresinde yüce Rabbimiz Ebû Lehebin ve karısının iman etmeden öleceklerini ve bundan dolayı cehenneme gireceklerini söylüyor. Halbuki bu Sûrenin inmesinden sekiz yıl kadar sonra Ebû leheb ölmüştür.

Ebû lehebin iman etmeden öleceğini Allah teâlâ nerden biliyordu? Eğer derlerse bu bir iddiadır. O zaman Allah teâlânın riske girdiğini iddia etmiş olurlar.

Durum Allah teâlânın dediği gibi oldu ve Ebû leheb ile karısı iman etmeden önce öldü.

Hani Allah teâlâ geleceği bilmiyordu?

2. Rum Sûresinin ilk ayetlerinde Allah teâlâ Rumların dokuz yıla kadar bir zaman içinde mağlup oldukları perslileri yeneceklerini söylüyor. Bu bir tahmin midir? Gerçek bilgi midir? Tahmin derlerse tahminin yanlış çıkma ihtimali de vardır. Allah teâlâ riske girmiş olur. Gerçek bilgidir. Zira yedinci yılda savaş gerçekleşmiş ve Rumların galibiyeti ile sonuçlanmıştır.

Allah teâlâ bu süre içinde yeniden bir savaşın çıkacağını ve kimin yeneceğini biliyor. Bu da onun geleceği bildiğini gösteriyor.

Hani Allah teâlâ geleceği bilmiyordu?

3. Müddessir Sûresi 40-47 ve Araf Sûresi 44-50 ayetlerinde cennet ve cehennem ehlinin konuşması geçmektedir. İnsanlar henüz cennet ve cehenneme girmemişken onların bu şekilde konuşacaklarını nerden biliyoruz? Madem bu konuşmayı Allah bize Kuran yoluyla aktardı, demek ki ileriyi yani geleceği, hatta dünyadan sonraki geleceği bile Allah biliyor.

Hani Allah teâlâ geleceği bilmiyordu?

Konuyla ilgili âyetler çoktur. Meselenin anlaşılması için bu kadarı yeterlidir.

PAYLAŞARAK DAHA ÇOK KİŞİYİ BİLGİLENDİRMİŞ OLURUZ.

Yazan: Murat PADAK ŞANLIURFA Diyanet Eğitim Merkezi Eğitim Görevlisi