Darebeyi Dövmek
Darebe fiilini (ضرب’yi) darbetmek.
Feministlerin hatırı için Kuran kelimelerini tahrif etmek.
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum. Konumuz kadınların dövülüp dövülmemesi değildir.
Konu Arapça bir kelimeyi Arapların bilmediği, kullanmadığı bir şekilde manalandıranların düştüğü trajikomik bariz bir hatayı ortaya çıkarmaktır.
Darebe kelimesi ne anlama geliyor? (ضرب)
Her dilde de çok anlamlılık söz konusudur. Bir kelimenin anlamını bağlamından anlayabiliriz. Örneğin “Bu yaz hava çok sıcak geçti” cümlesinde yaz kelimesi yazı yazmak, yaz mevsimi gibi anlamlara gelmektedir. Yine geçti kelimesi de gelip geçmek ve geç olmuştu anlamına da gelmektedir. Ancak cümlenin bağlamına bakınca eş anlamlı kelimelerin hangi anlamda kullanıldığı anlaşılmaktadır. Türkçe’de durum bu.
Arapça’da da fiillerin birden fazla anlama gelmesi malumunuzdur. Ancak bunun da şartları vardır. Bir fiilin birden fazla anlama gelebilir olması benim de istediğim zaman o manalardan birini tercih edebileceğim anlamına gelmez. Şimdi bunu Darebe fiili (ضرب) üzerinde inceleyeceğiz.
Kuran’da Darebe fiili bir çok yerde geçmiştir. Geçtiği yerlerde aldığı manalar şöyledir.
Vurmak, örnek vermek, damgalanmak, yolculuğa çıkmak,
Darebe kelimesinin mutlak anlamı vurmaktır. Diğerlerinin ise belli şartları vardır. Normalde tüm fiiller kendi asli manalarında kullanılacağı zaman her hangi bir şey gerekmez. Eğer ikincil bir anlamda kullanılacak ise mutlaka bir karine yani delil gereklidir.
Şimdi bir daha bakalım ve Darebe fiilinin nerelerde asli ve nerelerde tali manada kullanıldığına bakalım.
Darebe: örnek vermek anlamında ne zaman kullanılır?
Darebe kelimesi harfi cerr olan lam harfi veya mesel kelimesi ile kullanıldığı zaman örnek vermek anlamındadır. (أَلَمْ تَرَ كَيْفَ ضَرَبَ اللَّهُ مَثَلًا كَلِمَةً طَيِّبَةً كَشَجَرَةٍ طَيِّبَةٍ أَصْلُهَا ثَابِتٌ وَفَرْعُهَا فِي السَّمَاءِ)
[İbrâhîm suresi 24]
(انْظُرْ كَيْفَ ضَرَبُوا لَكَ الْأَمْثَالَ فَضَلُّوا فَلَا يَسْتَطِيعُونَ سَبِيلًا)
[İsrâ suresi 48]
(ضَرَبَ اللَّهُ مَثَلًا عَبْدًا مَمْلُوكًا لَا يَقْدِرُ عَلَىٰ شَيْءٍ وَمَنْ رَزَقْنَاهُ مِنَّا رِزْقًا حَسَنًا فَهُوَ يُنْفِقُ مِنْهُ سِرًّا وَجَهْرًا ۖ هَلْ يَسْتَوُونَ ۚ الْحَمْدُ لِلَّهِ ۚ بَلْ أَكْثَرُهُمْ لَا يَعْلَمُونَ)
[Nahl suresi 75]
(يَا أَيُّهَا النَّاسُ ضُرِبَ مَثَلٌ فَاسْتَمِعُوا لَهُ ۚ إِنَّ الَّذِينَ تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ لَنْ يَخْلُقُوا ذُبَابًا وَلَوِ اجْتَمَعُوا لَهُ ۖ وَإِنْ يَسْلُبْهُمُ الذُّبَابُ شَيْئًا لَا يَسْتَنْقِذُوهُ مِنْهُ ۚ ضَعُفَ الطَّالِبُ وَالْمَطْلُوبُ)
[Hac suresi 73]
(وَكُلًّا ضَرَبْنَا لَهُ الْأَمْثَالَ ۖ وَكُلًّا تَبَّرْنَا تَتْبِيرًا)
[Furkân suresi 39]
Buralarda mesel kelimesi ile ya da lam ile veya ikisi ile kullanılmıştır. Buradaki Darebe vurmak anlamında değildir. Örnek vermek anlamındadır.
Darebe: Yolculuk yapmak anlamına gelir. Harfi cerr olan fi ile kullanıldığı zaman yolculuğa çıkmak anlamına gelir. (لِلْفُقَرَاءِ الَّذِينَ أُحْصِرُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ لَا يَسْتَطِيعُونَ ضَرْبًا فِي الْأَرْضِ يَحْسَبُهُمُ الْجَاهِلُ أَغْنِيَاءَ مِنَ التَّعَفُّفِ تَعْرِفُهُمْ بِسِيمَاهُمْ لَا يَسْأَلُونَ النَّاسَ إِلْحَافًا ۗ وَمَا تُنْفِقُوا مِنْ خَيْرٍ فَإِنَّ اللَّهَ بِهِ عَلِيمٌ)
[Bakara suresi 273]
(يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَكُونُوا كَالَّذِينَ كَفَرُوا وَقَالُوا لِإِخْوَانِهِمْ إِذَا ضَرَبُوا فِي الْأَرْضِ أَوْ كَانُوا غُزًّى لَوْ كَانُوا عِنْدَنَا مَا مَاتُوا وَمَا قُتِلُوا لِيَجْعَلَ اللَّهُ ذَٰلِكَ حَسْرَةً فِي قُلُوبِهِمْ ۗ وَاللَّهُ يُحْيِي وَيُمِيتُ ۗ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ)
[Âl-i İmrân suresi 156]
(وَإِذَا ضَرَبْتُمْ فِي الْأَرْضِ فَلَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَنْ تَقْصُرُوا مِنَ الصَّلَاةِ إِنْ خِفْتُمْ أَنْ يَفْتِنَكُمُ الَّذِينَ كَفَرُوا ۚ إِنَّ الْكَافِرِينَ كَانُوا لَكُمْ عَدُوًّا مُبِينًا)
[Nisâ suresi 101]
Bu ve benzeri yerlerde dikkat ettiyseniz Darebe fiili fi harfi ile kullanılmıştır. Bu şekilde Darebe kelimesi yolculuk anlamına gelmiştir. Buradaki Darebe fiilini vurmak ya örnek vermek anlamında kullanmanızı fiilin kendisiyle birlikte kullanıldığı harfi cerr izin vermiyor.
Darebe: Damgalanmak anlamına gelir. Darebe fiili harfi cerr olan àla ile kullanılırsa bu manaya gelir. (ضُرِبَتْ عَلَيْهِمُ الذِّلَّةُ أَيْنَ مَا ثُقِفُوا إِلَّا بِحَبْلٍ مِنَ اللَّهِ وَحَبْلٍ مِنَ النَّاسِ وَبَاءُوا بِغَضَبٍ مِنَ اللَّهِ وَضُرِبَتْ عَلَيْهِمُ الْمَسْكَنَةُ ۚ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ كَانُوا يَكْفُرُونَ بِآيَاتِ اللَّهِ وَيَقْتُلُونَ الْأَنْبِيَاءَ بِغَيْرِ حَقٍّ ۚ ذَٰلِكَ بِمَا عَصَوْا وَكَانُوا يَعْتَدُونَ)
[Âl-i İmrân suresi 112]
(وَإِذْ قُلْتُمْ يَا مُوسَىٰ لَنْ نَصْبِرَ عَلَىٰ طَعَامٍ وَاحِدٍ فَادْعُ لَنَا رَبَّكَ يُخْرِجْ لَنَا مِمَّا تُنْبِتُ الْأَرْضُ مِنْ بَقْلِهَا وَقِثَّائِهَا وَفُومِهَا وَعَدَسِهَا وَبَصَلِهَا ۖ قَالَ أَتَسْتَبْدِلُونَ الَّذِي هُوَ أَدْنَىٰ بِالَّذِي هُوَ خَيْرٌ ۚ اهْبِطُوا مِصْرًا فَإِنَّ لَكُمْ مَا سَأَلْتُمْ ۗ وَضُرِبَتْ عَلَيْهِمُ الذِّلَّةُ وَالْمَسْكَنَةُ وَبَاءُوا بِغَضَبٍ مِنَ اللَّهِ ۗ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ كَانُوا يَكْفُرُونَ بِآيَاتِ اللَّهِ وَيَقْتُلُونَ النَّبِيِّينَ بِغَيْرِ الْحَقِّ ۗ ذَٰلِكَ بِمَا عَصَوْا وَكَانُوا يَعْتَدُونَ)
[Bakara suresi 61]
Bu ayetlerde ise Darebe fiilinin anlamında damgalanmak, zillete düçar bırakılmak anlamındadır. Buralarda örnek vermek ya da yolculuk anlamına kullanmak doğru değildir.
Darebe: Vurmak anlamına gelir. Eğer Darebe fiili mefulunu alırsa o zaman diğer harfi cerler mana değiştirmezler. Örneğin (ضربت زيدا في البيت) derseniz buradaki anlama fi harfi cerri etki etmez. (Zeydi evde dövdüm.) ya da
(ضربت زيدا للتأديب)
Derseniz Zeydi terbiye etmek için dövdüm. Buradaki lam harfi cerri manayı değiştirmez.
Özetle bir fiilin asli manasından çıkması eğer harfi cer aracılığıyla oluyorsa bu durumda fiilin mefulu bih almaması lazım. Eğer mefulu bihi almışsa harfi cerler manayı değiştirmez.
Daha da özetle اضربوه kelimesinin anlamı kesinlikle yolculuk ya da örnek vermek veya baskı yapmak, damgalamak manasında değildir. Vurun anlamındadır. Vurmanın çeşitleri ayrıdır. Yavaş vurmak da vurmaktır, şiddetle vurmak da vurmaktır.
Murat PADAK
Diyanet Eğitim Merkezi Eğitim Görevlisi
Henüz yorum yapılmamış.