1- Diyanet hep ağaç ekmekten vb. konulardan bahsediyor.

Ağaçtan bahseden bir hutbe yok. Olsa bile yere “tükürme, kıyametin koptuğunu görsen bile elindeki fidanı ek, aç ve susuz bir hayvana da su vermek Allah’ın rahmetine vesiledir vb.” bir sürü dini emirler ve tavsiyeler var. Bunları hutbede değil de nerde okuyacağız?

2- Diyanet laik düzene ses çıkarmıyor.

Ne yapsın mesela? Diyanet; laik düzen şirk mi desin? Diyanet şirkten bahsediyor, küfürden bahsediyor, imanın esaslarından bahsediyor. İlla ki, birilerini hedef haline mi getirsin?

3- Diyanet müslümanları uyutuyor.

Diyanet’in dışındaki bazı yapılar ise uyuşturuyor, haşhaşi yapıyor, tek tip insan modeli yapıyor. Bir çok yapıda tek tip insan modeli yetişiyor.

4- Diyanet’in hocaları şöyle böyle

Diyanet’in hocaları veli olsa ne değişecek? Bazı şehirlere Allah teâlâ üç peygamber göndermiş. Ama o şehir halkı yine de bildiğini yapmış. Sorun hocaların şöyle böyle olmasında değil. Sorun toplumsal yozlaşmadadır ve sebebi de diyanet değildir.

5- Diyanet işini yapmıyor.

Diyanet işini yapıyor. Kimse işine gelmeyen vaazı dinlemiyor. Diyanet faizden bahsediyor. Ama faiz işi yapan kişi bu hutbeden ve vaazdan uzak duruyor. Diyanet dürüstlükten bahsediyor. Ama dürüst olmayan kişi bu vaazı dinlemiyor.

6- Diyanet’in hutbeleri hep boş konular!

Diyanetin hutbe konuları muazzam. Faiz, içkinin zararları, sünnetin önemi, peygamber sevgisi, kumarın zararları, temizlik

7- Diyaneti kimse dinlemiyor.

Diyanet yargı veya denetleme kurumu değildir. Diyanet, faiz hutbesi okuduktan sonra gidip kimseyi bankalardan çekip çıkarmaz. Ya da içkiden bahsettikten sonra gidip meyhane basmaz. Diyanet gidip hırsızı yakalayıp ceza kesmez.

Not: Diyanet soyut bir yapıdır. Onu somut haline getiren ise diyanet görevlileridir. Diyanetin en alt basamağı ile en üst basamağındaki kişi Diyanet’in temsilcisidir. Diyanet onunla bilinir. Bu kurumda çalışan bir kişi yanlış bir şey yaparsa o yanlış diyanetin değil onun suçudur. Bir milletten hırsız çıkınca bu millet hırsızdır denilmez.

Her kurumun hataları vardır. Diyaneti temsil edenlerin de hataları olabilir. Diyanet de kusursuz değildir. Ancak bu şartlarda olabildiği kadarıyla elinden geleni yapıyor. Allah teâlâ: Gücünüzün yettiği kadarıyla Allah’tan korkun!” buyurmaktadır. Diyanet’in de gücü bu kadar.