Her zaman Ehveni şerre muhtaç kalmayalım
Bir insan farzı misal ıssız bir yerde kaldı. Yiyecek ve içeceği tükendi. Bir hayvan ölüsüne denk geldi veya içkiye denk geldi. Bu durumda ölmeyecek kadar o leşten yiyebilir ve içkiden içebilir. O leş ve içki geçici olarak o kişi için helaldir. Bazı alimler leşin ve içkinin haramlılığı devam ettiği halde sadece yenilmesi ve içilmesi helaldir derken bazıları da bizatihi helal hükmünü alır dediler.
Ancak bu leşi yemek ve bu içkiyi içmek zorunda kalan kişi, büyük bir zevkle, bu duruma düştüğü için mutluluk duyarak, leşin tadını ya da içkinin lezzetinden hoşlanarak yiyemez ve içemez.
Burda iki durum vardır. Ya yemeyecek ve içmeyecek ölecek ya da hayatını idame ettirecek kadar geçici olarak yenilmesi ve içilmesi serbest olan leşi veya içkiyi tüketecek.
Bir müslüman böyle iki durum arasında kaldığı zaman hangisi şeriat açısından uygun ise onu yapar. Ancak bazıları o geçici olan duruma bağışıklık kazanıp onu hayatın bir parçası olarak görüyor. Bazıları da o geçici durum ile baş başa kaldığına seviniyor. Çünkü içki içmek için eline bir fırsat geçtiğine inanıyor. Bazıları da bu geçici durumdan lezzet alıyor.
Müslüman kişi bu gibi durumlarda bile isteyerek içkiyi içmez, lezzetini ala ala içmez, nasılsa zaruret diye tıka basa içmez.. Kerhen içer, böyle bir durum ile bir daha baş başa kalmamak için dua eder..
Aynı durum Ehveni şer için de geçerlidir. İki şerden madem Ehven olanı seçmek zorunda kaldın. Öyleyse onun şerrin bir parçası olduğunu da unutma. Sonuçta onun adı Ehveni şerdir. Onu Ehveni şer olarak kabul edip sonra onu hayatın bir parçası olarak görmek, sürekli bu Ehveni şer ile yaşamaya çalışmak doğru değildir. Kısacası Ehveni şer tercih edildiği zaman bunun Ehveni şer olduğunu da unutmamak gerekir.
Her zaman Ehveni şerre muhtaç kalmayalım. Onu şer olmaktan çıkaralım. Şerden uzaklaştıralım. Onu şer yapan şeyleri ondan temizleyelim.
Murat Padak
Henüz yorum yapılmamış.