Okul gezileri, sınıf piknikleri, mezuniyet törenleri gibi organizasyonlar ise tam bir skandal. Mezuniyet töreni yapan İlahiyat kız ve erkek öğrencilerin kol kola girip halay çekmeleri, karı koca rolü oynayarak tiyatro sergilemeleri, birinin elinde saz, diğerinde ney üfleyerek düet yapmaları, efe, zeybek oynamaları mahremiyet konusunda sınıfta kaldığımızı gösteriyor.

İlk okulda, orta okulda kız ve erkeklerin birlikte sergiledikleri oyunlar da buna eklenebilir.

Akraba olmadıkları halde misafirlikte mahremiyete dikkat etmeden oturmalar gittikçe artmaktadır.

Normal zamanlarda erkeklerin eline asla dokunmayan kızların düğünlerde herkesin koluna rahatlıkla girip halaya durmaları, herkesin içinde dar ama tesettürlü (!) boydan elbise ile saatlerce oynamaları da mahremiyetimizi anlatmak için yeterlidir.

Baştan aşağı tesettürlü bir bayanın: Biz giymedik, bari çocuklarımız giysin, nasılsa büyüyünce tesettüre girecek, diye on beş yaşlarındaki kızlarını açık saçık giydirmeleri ve bunu kanıksamaları, normal görmeleri de mahremiyetimizi ortaya koymaktadır.

Özellikle genç radikal dini bütün kuşağın iş mahremiyete gelince çok rahat tavırlar sergilemeleri mahremiyetin kaybolacağını göstermektedir.

Evlilik teklifi yaptığı tesettürlü kızın elinden tutan genci anlamakta zorlanıyorum.

Sosyal medyadaki mahremiyetsizliği yazmak bile istemiyorum. Sosyal alanda çok korunaklı olan kızların sosyal medyada yaptıkları yorumları, paylaşımları, profil resimlerini görünce sosyal medyanın mahremiyetimizi elimizden aldığını söyleyebilirim.

Kısacası mahremiyetimizi kaybediyoruz. Kaybetmek üzereyiz.

Allah teâlâ bizleri korusun!

Not: Biz kendimizi korursak duamız kabul olur.

Murat PADAK