Meal okurken nelere dikkat etmeliyiz?
- Güncel Konular
- 24 Mart 2018
- Yorum yaz
- 1.805 kez görüntülendi
Allahın gönderdiği son kitap olan Kuran’ı anlamak her müslümanın görevidir. Bunu kendisi okuyarak anlama imkânına sahip değilse meal, tefsir vb. yollarla anlamaya çalışmalıdır.
Meal nedir?
Arapça bir kelime olan meal; bir şeyi aslına döndürmek kelimesinden türemiştir. Evvel kelimesi ile aynı kökten gelir. Kuran çevirileri için kullanılan meal kelimesi, Tercüme kelimesi yerine kullanılmıştır.
Kuranın tercüme edilmesinin imkânsız olduğu iddiası ile Kuran çevirilerine tercüme demek yerine meal kelimesi tercih edilmiştir. Tercüme; bir konuşmayı veya yazıyı başka bir dile çevirmektir. Meal ise Kuranı Kerimi Arapçadan Türk diline çevirmektir. Aralarında yakın bir anlam olmakla birlikte Türkçe’de Kuran çevirilerine meal demek daha yaygın bir kullanımdır. Her ne kadar mealler de birer tercüme örneği olsa da meal kelimesini kullanmak daha bir şöhretlidir. Meal-Tercüme olayına çok boğulmadan konumuza girmekte fayda olacaktır.
Kuranı anlamanın iki yolu vardır.
Birincisi: Kuranı anlamak için gerekli olan ilimleri öğrenmek. (Arapça, Tefsir ilimleri, Hadis ilimleri vb.)
İkincisi: Meal, tefsir gibi eserlerden anlamaya çalışmak.
Bunlardan en zoru hangisidir diye sorsak sanırım birçok kişi ilk seçeneği söyler. Zira Arapça öğrenmek, Kuran ilimlerine vakıf olmak, siyer bilgisine sahip olmak, İslam tarihini bilmek, Peygamberler tarihini bilmek ve diğer ilimleri bilmek zordur ya da uzun zaman alır. Bundan dolayı Kuranı anlamak için en zor yol birincisidir diyenler daha fazla olacaktır.
Hâlbuki Kuranı anlamak için en zoru birinci seçenek değildir. Meal ve tefsirlerden Kuranı anlamaya çalışmak birincisine göre daha zordur. Neden mi? İşte cevabı:
- Günümüzde Kuranı Türkçe anlamak için yapılan meal sayısı iki yüzü geçmiştir. Bu mealleri yapanların neredeyse tamamı en iyi anlamı kendilerinin verdiğini iddia etmektedir. Hâlbuki neredeyse birçoğu bir diğerine anlam bakımından uzaktır. Ama Arapça haliyle tek bir Kuran vardır.
- Her meal yapan kendi iddialarına göre çeviri yapmıştır. On dokuz mucizesine inanan Edip Yüksel kendi teorisine göre ayetleri yorumlamıştır. Mucizeleri Allahın kanunlarına aykırı gören İslamoğlu Kuranda mucize olarak anlatılan birçok ayeti akılcı bir yöntemle çevirmiştir. Hadisleri kabul etmeyen Yaşar Nuri Kuranda geçen hadis kelimeleri ile adeta oyun oynamıştır… Ama Arapça haliyle Kuran, bu tür iddialardan uzaktır.
- Mealler, meal yapılan dilin gücünü taşır. Bu güç zamanla zayıfladıkça mealde kullanılan dil de zamanla eskimektedir. Elmalılı Hamdi Yazır’ın meali onlarca sadeleştirme görmüş ve hala görmeye devam ediyor. Hâlbuki Kuranın kendi dili 14 asırdır hiç değişmedi.
- Meallerde kullanılan deyimler, benzetmeler ve örneklemeler birbirinden farklılık arz ediyor. Bunun da sebebi her meal yazarının sahip olduğu dil kültürü ve dile olan hâkimiyettir. Bir mealde köle ifadesi başka bir mealde hizmetçi olarak karşımıza çıkabilmektedir. Ayetin Arapçasını bilmeyen kişi çok rahat bir şekilde meal yapanın yaptığı yorumu Allahın ayeti zannedebilir.
- Meal yapanların Arapça dil bilgisi de meal yapmada etkilidir. Cümlenin öğelerini ayırt edemeyecek derecede olan birçok kişinin meali vardır. Belagat ilmi, Nahiv ilmi, Sarf ilmi gibi dil ile ilgili yetersiz bilgi ister istemez mealde etkisini gösterecektir.
- Meallerde bir ayet ile ilgili sebebi nuzül vb. Kuran ilimlerinin olması ayeti daha açık ve anlaşılır yapabilecekken birçok mealde bunu görmek zordur.
- Son yapılan meallerin büyük çoğunluğu daha önce yapılan meallerden iktibas veya kırpmadır. Hatta nokta ve virgülüne kadar aynı şekilde yapılan ama farklı isimlerle basılan mealler görmekteyiz.
- Benim cemaatimin, yayın evimin ve ideolojimin bir meali olmalı düşüncesi de meal çalışması ortaya çıkarmaktadır. Kuranı o dile kazandırmaktan çok, kendi cemaatini ve ideolojisini Kuran ile ispatlama gayreti vardır. Rabıta’yı kabul eden bir anlayış Kuranda geçen Rabıta kelimesini kendi düşüncesine göre çevirmekte, yine vesile kelimesini, veli-evliya kelimesini de kendi inancına göre çevirmektedir.
- Meal yapan kişinin mezhebine göre de meal değişebilmektedir. Hanefi bir hoca efendinin yapacağı mealde ahkâm ile ilgili ayetlerde Hanefi mezhebini; Şafii mezhebinde olan bir hoca efendinin yapacağı mealde şafi ahkâmını görmek mümkündür. Hâlbuki Arapça metinde bu ikisi de görülmemektedir.
- Meallerde heyet çalışması da olmakla birlikte Türkiye’de heyet tarafından yapılan meallerde bile aynı sıkıntıları görmek mümkündür.
Tüm bunlara rağmen Meal okumalı mıyız?
Evet, okumalıyız. Meal okumak yanlış değildir. Meallerdeki tüm olumsuzluklara rağmen meal okunmalıdır. Ama meal okurken dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Bunlara dikkat edilerek meal okunursa Allahın kelamı daha doğru anlaşılmış olur.
Meal Okurken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
- Meal, Allahın sözü değildir. Allahın sözü Arapça olarak nazil olmuştur. Bunu unutmamak gerekir.
- Mealde beşeri zaaflar olabilir. Çeviri hatası, anlama hatası, baskı hatası, yanlış anlaşılmaya müsait kelime ve cümleler vb.
- Mealler ile hak iddia edilmez. Mealler Kuranın anlaşılması içindir. Ama Kuranın kendisi değildir. Bundan dolayı birisine meal okuyarak itiraz edilmez. Allahın sözü varken hangi söze/hadise inanıyorsunuz? Diye yapılan mealde “Hadis” kelimesi geçmekte ve bunu okuyan kişi; Allah, hadisleri okumayın, onlara inanmayın gibi bir zanna kapılmaktadır.
- Meallerden hüküm çıkarılmaz. Zira meal yapan kişi zaten kendi inancı, mezhebi, itikadi düşüncesi, felsefi görüşüne göre çeviri yapmıştır. Bundan hüküm çıkarmaya çalışan kişi de kendi düşüncesi, mezhebi vs. katarak yorumlayacaktır.
- Mealleri mümkünse karşılaştırmalı okumak gerekir. Bazı ayetler için gerekli olmasa da bazı ayetlerde de mutlaka buna göre okuma yapmak gerekir.
- Meal yapan hocayı tanımakta fayda vardır. Kim olduğu, ilmi yeterliliği, itikadî düşüncesi, tezleri, iddiaları vb. özelliklerini bilmek meal okurken bize fayda sağlar.
- Meali Allahın kitabını anlamak için okumalıyız. Her zaman zihnimizde mealden hüküm çıkarmamalı fikrini canlı tutmalıyız.
- Meallerden tartışma konusu çıkarmamalıyız. Zira bizim okuduğumuz mealde verilen anlam ile başka mealde verilen anlam farklılık gösterebilir.
- Bazı ayetlerin birden fazlaya ihtimali vardır. Çeviri yapan kişi bu anlamlardan birini benimsemiş, başka biri de diğer anlamı benimsemiş olabilir. Buna dikkat etmeliyiz.
- Meal okurken itikadî, ameli, ibadet, ahlak, siyer, tarih ve bilimle ilgili ayetlere geldiğimizde bu ilimlerden ne kadar haberdar isek manayı da o kadar anlarız. Bunun için de ansiklopedi, itikat, fıkıh, siyer, tarih kitabı vs. gerekmekte ve Kuranda geçen kavramları buralardan da anlamaya çalışmalıyız.
- Anlamadığımız ya da anlamakta güçlük çektiğimiz yerler için bir hocaya danışmalıyız. Kendimiz o mealden yola çıkarak hüküm çıkarmamalıyız.
- Meal okurken zihnimize takılan yerlere işaretler koymalı ve bazı yerleri not almalıyız.
- Meal okurken ayetlerin bize hitap ettiğini unutmamalıyız. Bu ayetlerden yola çıkarak kimseyi fasıklık, günahkâr ve kâfir olarak nitelememeliyiz.
- Tefsir kitaplarından mutlaka istifade etmeliyiz. Birçok tefsir uzun çalışmaların ve araştırmaların ürünüdür.
- Meal okuma alışkanlığı elde etmeliyiz.
- Namazlarda okuduğumuz ve ezbere bildiğimiz surelerin meal ve tefsirlerini mutlaka ara sıra gözden geçirmeliyiz.
- Mealcilik akımından uzak durmalıyız.
- Mealler üzerinden yapılan testler ile ara sıra kendimizi test etmekte de fayda vardır.
Murat Padak
Henüz yorum yapılmamış.