İnsanlar en çok nereden zarar görüyorsa orayı savaş cephesi olarak görmek lazım. Orayı bir an bile boş bırakmamak gerekir. En çok zarar görülen yere en çok zaman ayrılması gereken yer olarak bakmak diye bakmalıyız.

Camiye haftada bir giren insanlar sosyal medyaya her gün giriyor. Beş vakit, on vakit giriyor.

Özellikle kadınların ve gençlerin ihmal edilmemesi gerekir. Sosyal medya akımlarına kurban giden kadınları, kızları ve gençler gördükçe üzülüyorum. Genciyle, yaşlısıyla, kadınıyla, erkeğiyle bir kaç beğeni toplamak için yaptıkları maskaralıkların haddi hesabı yok… Bunlar hep ihmal edilen sosyal medya kitlesidir.

Artık cami cemaati kavramı üzerinde çok durmayalım. Şuan sosyal medya cemaati üzerinde yoğunlaşma zamanıdır.

Hocalar; cami hocasından üniversite hocasına, imamından müftüsüne kadar hepsi sosyal medyayı tebliğ ve irşat amaçlı kullanmalı. Gösterişe, riyaya, kendini beğenmişliğe, abartıya kaçan paylaşımlar yerine sosyal medyada kendi cemaatini oluşturmalı.

Bir hocanın camide üç beş cemaati olur. Ama sosyal medyada binlerce cemaati olur. İnsanların camiye gelmesini beklemeyin artık. Caminin yolunu bilmeyen, caminin adını duymayan bir kuşakla karşı karşıyayız.

Sosyal medyayı küçümsemeyin. Kim ne öğrenir ki, demeyin. Öğrenmesi değil, kaybolup gitmememesi önemli. Sosyal medya girdabında boğulmaması önemli. Ara sıra da olsa kendisine ahiretten bir söz hatırlatacak bir kişinin olması önemli.

İlmi ve akademik eserleri herkes alıp okumuyor. Bilinçli insanlar alıp okuyor. Bu bilinçte olmayan kitleleri, bu bilince yine sosyal medya aracılığıyla kazandırabiliriz.

Sosyal medya çağımızın en büyük savaş, cihat, mücadele alanlarından biridir. İnsanları vaaz için sokakta toplamak mümkün değildir. Ama sosyal medya sokağında mümkündür.

Bazen bir dakikalık güzel bir video milyonlara ulaşır. Milyonların gönlüne girer. Milyonların düşüncelerini etkiler. Bu etkiyi sosyal medya dışında hiçbir yerde yapamazsınız.

Murat PADAK
Diyanet Eğitim Merkezi Eğitim Görevlisi