Taşın altında herkesin eli olmalı
Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem savaşlara bizzat katılmıştır. Ben ölürsem gözüm açık giderim dememiştir. Ben öldürülürsem bunların hali nice olur diye düşünmemiştir. Mekke’de boykota müslümanlar maruz kalınca o villalarda, saraylarda, korunaklı evlerde kalmamıştır. Sahabesi Kabe’de hakkı haykırmışsa o da gidip haykırmıştır. Müslüman olanların mal varlığına el konulunca onun da mal varlığına el konulmuştur. O da hicret etmiştir, o Mescidi Nebeviye taş taşımıştır, o da gün gelmiş aç kalmış, gün gelmiş susuz kalmıştır.
Tüm bu örnekliği ile sahabesine “sabret, sabredin, Allahın vaadi yakındır” dediğinde sahabe efendimiz bu söze kulak vermiştir.
Ama kendisi rahat içindeyken, Sahabesine sabredin dememiştir.
Bugün herkesin elini taşın altına koyması gerekir. Ülke bir gemidir. Batarsa hepsi batar. Gemide kendisine sandal, bot ayarlayıp devletin batmasını umursamayanlar olabilir. Ülken battıktan sonra sandal gibi bir yerde hayata tutunmaya çalışmak akıl karı değildir.
Hepimize ait bir ülkede yaşıyoruz. Yaşadığımız geçici sıkıntıları el birliğiyle kaldırabiliriz. En azından en aza düşürebiliriz. Bunun için sadece kamuda tasarruf yeterli değildir. Her evden tasarruf dönemi başlamalıdır.
Futbolsuz yaşayabiliriz. Zaten Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe diye bir takım kalmadı. On bir oyuncunun onu yabancı. Her birine milyonlarca dolar verip ülke sermayesini dışarıya ve üç beş klube, futbolcuya aktarmaktan kaçınmak gerekir. Her alanda millileşme dönemi başlamalıdır.
Ülkemizde şuan bir milyar adetten fazla cep telefonu var. Bu telefonlara verilen paraların yüzde altmışı yurt dışına çıkıyor. Bu konuda tedbir alınabilir. Ya yerli telefon ile ya da telefon almayı zorlaştırarak
Kullandığımız bilgisayar ve arabalar yine öyle..
Bu kadar dışa bağımlı iken üç beş milyon turistin parası bize fayda sağlamayacaktır.
Kamuda israfın önüne kesinlikle geçilmeli, devletin imkanlarını kullanarak Hatemi Tai gibi cömert olduğunu zannedenler devletin başına beladır. Devletin imkanlarını kullanarak ağırlama, uğurlama, yedirme, içirme gibi konularda sıkı bir denetime gidilmelidir. Devletin en küçük biriminde görev alan kişi kendisini devletin sahibi gibi görmemelidir.
Murat Padak
Henüz yorum yapılmamış.