Yakın zamanda okuduğum ve etkilendiğim kısa bir hikaye
… Dünyayı değiştirmek istiyordu. Bunun için on yıl çalıştı. Sonra bunun imkansız olduğunu anladı. Yeni bir plan kurdu ve ülkesini değiştirmeyi, düzeltmeyi kafaya koydu. Elinden geleni yaptı. On yıl da ülkesini düzeltmek için geçti. Sonra bunun da imkansız olduğunu gördü. En iyisi yaşadığı ili değiştirmekti. Çalıştı yıllarca. Planlar ve projeler üretti. On yıl çalıştı. Sonra baktı değişen pek bir şey yok. On yıl da böyle geçmişti. Bu arada çoluk çocuğa karışmış. Ülkeler kurtarırken çocuklarını ihmal etmişti. Devlet kurup devlet yıkıyordu. En iyisi çocuklarını kurtarmak. Ama çocuklar büyümüştü. Onları düzeltmek için uğraştı. Ama bu da olmuyordu. Çocuklar yabancılaşmıştı. On yıl da belki böyle geçti ama çocuklar artık bir kalıba sığmıyordu…
Koca bir kırk yıl geçmişti. Eli boştu. Tek bir hakkı kalmıştı. Kendisini düzeltmek.. Evet kendisini düzeltmeliydi. Ahlakı, ibadeti, ilmi, düşüncesi ve herşeyi ile düzelmeliydi. Ama bunu nasıl yapacaktı? Kim onu düzeltecekti? Kendi nefsine gücü yetmiyordu. Bunun için çok uğraştıysa da olmuyor, olmuyor ve olmuyordu…
Anladı ki, kendisine gücü yetmeyenin kimseye gücü yetmez. Kendisini düzeltmeyen kişi kimseyi düzeltemez.. Her gece devlet kurup devlet yıkanlar önce kendilerine devlet kursun. İçlerindeki ahlaksız devletleri yıkıp ahlak devleti kursunlar. Kalplerine kökleri salmış şirk devletlerini yıkıp tevhid devleti kursunlar. Sonra dışarıda buna çaba göstersinler.
Murat Padak
Henüz yorum yapılmamış.