Bu bir yarıştır. Kazananı olmayan bir yarış

Gelin nasıl yarıştığımızı bir görelim.
Çokluk ve çokluk ile övünme yarışı!

Evimizde kullanılan ama bize göre modası geçmiş eşyaları değiştirme yarışı..
Yeni koltuklar, yeni perdeler, yeni mobilyalar, halılar, tencereler

İhtiyaç olmadığı halde maaştan çok çok uzak arabalar

Bütçemizi aşan ve bizi çeyrek ömür borçlu kılan ev kredileri

Elimize para geçtikçe değişen, yenilenen elbiseler

Biraz daha geçince de değişen telefon ve bilgisayarlar, tabletler

Bunlar neyse de bu eşyalar üzerinden yapılan afra tafralı hislerimize ne demeli?

Sen alamazsın, değiştiremezsin, kullanamazsın dercesine misafirlerimize attığımız havaya ne demeli?

Komşumuzun eşyalarına bakarak “sen hala bu eşyaları mı kullanıyorsun? ” gibi sözlerimiz

Arkadaş ve dostlarımıza eşyalarımız ile psikolojik baskılarımız

Hattâ benim mezarım senin mezarından daha iyi yerde havalarımız!

Velhasıl çoklukla övünme yarışı devam ediyor!
Benim facebookta arkadaş ve takipçi sayım, sayfamı beğenen şu kadar gibi kibarca kibirli davranışlarımız….

Bu yarışın kazananı yok! Önde giden kaybeden, peşinden koşan ise kaybetme adayı

Allah muhafaza etsin bizleri!

Murat Padak