Toplumun dilini bilmeyen, örfünü bilmeyen, geçmişini bilmeyen bir vali başarılı olamaz. Halk ile direk irtibata geçmeli ve aradaki tercümanları atmalıdır.

Ülkemizde yapılan naklen atamalar sonucunda bu anlamda ciddi sorunlar yaşanmıştır. Bir köye gelen delikanlı hizmet aşkıyla dolu, bilgi dolu, tertil ve temsil kabiliyeti var ama gelin görün ki, köyün sakinlerinin dilini bilmiyor. Onlar da bu genç imamın ne anlattığını anlamıyor. Sonrası ise hezimet…

Allah Azze ve celle peygamber bile gönderirken buna göre peygamber gönderiyor. Her halkın konuştuğu dile göre peygamber gönderiyor. Ama bizler bazı siyasi ve hamasi duygular yüzünden kendi imamımızı bile gönderirken buna dikkat etmiyoruz.

Memleketin dilini bilmeyen birini başbakan yaparsanız o ülkeyi yakın zamanda helak edersiniz.
Bir şehrin dilini ve kültürünü anlayamayan bir belediye başkanı ya da vali atarsanız, halktan kopuk ve halkın derdini ikinci üçüncü ağızlardan dinleyen bir yönetici olur ve kısa zamanda problemler ortaya çıkar.

Ne sattığını anlamadığınız bir adamın sattığı şeye karşı hep bir ön yargınız olacaktır.

Bu durumun düzelmesi için devletimizin hangi alanda atama yapılırsa yapılsın, atama yapılacak yere ait kültürel değerleri taşıyan, o toplumun dilini bilen, o toplumun normlarına vakıf olan kimseler seçmelidir.

Daha önce yapılan atamalar için de becayiş imkânı ile düzeltme yoluna gitmelidir.